24 Aralık 2008 Çarşamba

the fall

muhteşem. şaheser. başyapıt. kelimeler yetersiz. sinemayı çoook seviyorum. seviyorum diyen herkes izlesin. hani böyle eskiden yeni bir ateri kaseti alınca süper heyecan yapardık ona benzer bi heyecan yaşattı bana. hayatımın en çabuk geçen 2 saatiydi. keşke saatlerce sürseydi.
bu öyle bi film ki biriyle sinema sanat mı değil mi diye tartışmaya girerseniz, karşınızdakine direk izletin sanat olduğu sonucuyla tartışma biter. hem de en güzel sanat. çok klişe olcak ama tam bir görsel şölen. ve ilginç tarafı hiç görsel efekt kullanılmamış. kullanılan mekanların hepsi gerçekte var. 6 kıtada ve aralarında türkiye'nin de olduğu 23 ülkede çekilmiş. çekimler 4 yılda tamamlanmış. 2006da tamamlanmasına rağmen vizyona 2008de vizyona girmiş. türkiyede vizyona girmedi.
senaryo çok sağlam. bir hastanede omzunu kırmış alexandra ile intihara meyilli dublör roy arasında gelişen ilginç ilişkiyi anlatıyo. roy alexandra'ya bir masal anlatıyor. masalla gerçek paralel gelişiyo diyebiliriz. masal ile gerçek arasındaki geçişler harika. el laberinto del fauno'ya benziyo bu açıdan. aynı zamanda komedi ve dram da o kadar içiçe ki tam ağlayacak noktaya getirip güldürebiliyor. harika kurgusu, sembolik anlatımı, sanat eserlerinden, destanlardan esinmeler, bir çok filme göndermeler yapması, dublörlük kurumuna saygı çakması bu filmi ayrı bi yere koyuyo.
alexandra'nın o tatlılığına, aksanına bayıldım. catinca untaru yaşına göre gerçekten mükemmel oynamış bu karakteri. hele o hastanedeki roy (lee pace) ile karşılıklı oynadığı sahneler. diyaloglar o kadar doğal ki. yaşamışlar filmi. lee pace pushing daisies'den sonra burda da beğenimi kazanarak favori aktörlerimden biri oldu.
müzikler, soundtrack de harika. ana müziğimiz ludwig van beethoven - symphony no. 7 in a major, op. 92, ii. allegretto
dediğim gibi sinemayı seven herkes izlesin bi şekilde. tekrar tekrar tekrar tekrar izlemek istiyorum. gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri.
10/10

5 yorum:

Sel dedi ki...

daha önce duymamıştım bu filmi. heyecanlandım şimdi .teşekkürler : ))

alengir dedi ki...

o kadar güzel yazmışsın ki,merak ettim filmi,hearlde Beşiktaş da bulunur sadece,alıp izleyeyim bir önce!

çubuk makarna dedi ki...

rica ederim. ben de şans eseri rastladım. çok duyulmamış zaten.

neden ilgi görmemiş bu film onu da bi türlü anlamadım. çekildikten sonra 2 yıl boyunca sadece bir kaç festivelde gösterilmiş. sonra amerikada az sayıda salonda gösterime girmiş. sanki saklıyolar filmi :)

o yüzden türkiye'de bulmak zor olur heralde. beşitaşta bulamazsanız bana ulaşın divx'ini getirebilirim beşiktaşa.

film david fincher and spike jonze presents diye başlıyo. onlar bile kefil yani :)

alengir dedi ki...

o zaman tamamdır,bulamadım mı alırım divx'ini senden,hem korkma ben filmleri alıp karadelik gibi yok eden insanlardan değilim,izleyip geri de veririm:)

bıyığım var dedi ki...

ben de hiç duymamıştım, madem bu kadar güzel hemen bulayım bir yerlerden, saolasın