7 Mart 2010 Pazar

oskar öncesi aday film değerlendirmeleri

geçen yıl sinema açısından oldukça zayıftı. bunu blogda sürekli yazdım. büyük bir film çıkmadı geçen yıl. önceki yıl slumdog millionaire, wall-e gibi süper filmler izlemiştik. geçen yıl o ayarda filmler yoktu. en iyi film adaylarını 10'a çıkarmak için kötü zaman seçtiler.

en iyi film adaylarının tümünü zaten adaylar açıklanmadan önce izlemiştim. adaylar açıklandıktan sonra animasyonlardan yabancı filmlere, kısa filmlerden belgesellere buladildiğim tüm filmleri izledim. isveççe filmi rusça dublaj ingilizce altyazıyla izlediğim bile oldu :)

geçen senenin filmlerinden 5 yıldız verdiğim yok maalesef. (türk filmlerini hariç tutuyorum vavien gibi mükemmel bir film var ortada. bence yerli yabancı 2009'un en iyi filmiydi) 4'ten başlıyorum.


****
the hurt locker  bu filmle ilgili amerikan propagandası yapıyor yorumları okudukça çıldırcak gibi oluyorum. kamera kullanımları, güzel planlar, yaratılan atmosfer, yönetmenin başarısı bu filmi bu noktaya getirdi.

inglourious basterds  beklentilerin altında kalsa da gayet iyi bir film.

up in the air   geçen yılın "kendi halinde iyi" filmi. juno gibi, little miss sunshine gibi. güzel senaryo iyi oyunculuk, olağanüstü olmayan hikaye. basit ama güzel film.

the hangover  sadece geçen yılın değil, son yılların en iyi komedi filmi.

nine  penelope cruz'un dansı için aman diyim. şarkılar daha güzel olabilrdi ama yine de iyi. en beğendiğim performans be italian'dı. orda da fergie'yi tanımadım. sesi aslında ne kadar güzelmiş yahu.

district 9  abartıldığı kadar olmasa da güzel film. uzaylı filmleri arasında değişik bi yer edindi kendine.

up  o ilk 15 dakkası yok mu. bayıldım bayıldım. sonrası daha iyi olabilirdi sanki. müzikleri de enfes.

the cove   böyle belgesel mi olur lan. başrole koy george clooney'i 10 numara aksiyon filmi olsun. süper.

fantastic mr. fox  çok eğlenceli, nefis dialogolar var.

coraline  o nası atmosfer öyle ya. gerilim animasyon mu olur. oluyomuş. çok beğendim.

sherlock holmes  beklentilerin altında kalan bir film. devamının daha güzel olacağı kesin.

un prophéte  o kadar hapishane filmi çekildi ama hala güzel hapishane filmi çekilebiliyormuş.

el secreto de sus ojos  arjantinin bombası. o stadyum sahnesini nasıl çektiniz lan.


***
avatar  zaten hakkında her şeyi söyledim. imdb puanı inmeyecek mi diye endişeleniyorum.

julie & julia  yer yer sıksa da meryl streep'li bölümleri çok güzeldi

(500) days of summer büyük beklenti oluşturup da en büyük hayalkırıklığını yaratan film oldu. müzikleri ve renkleri en güzel yanıydı

a serious man  bu filmi ilgimi hiç kaybetmeden izledim, etkilendim de. ama açıkcası ne anlatıyo anlamadım. niye etkilendim onu da bilmiyorum :s

an education  iyi bir prodiksiyonla ve görüntü yönetmenliğiyle çekilmiş türk filmi.

precious  dokunaklı bir film. mo'nique ve gabby sidibe ikisi de süper.

star trek  beklediğim kadar güzel değildi. bu daha ilk film. devamı için umut vaaden bir yapım.

the blind side  gerçek bir hikaye olmasa hadi ordan diyeceğim bir hikaye. gerçek olduğundan vay anasını dedim.

the informant  bu da gerçek bir hikaye vay anasını ünlemi yetersiz kalır. matt damon pişti iyice.

in the loop  klasik ingiliz mizahı. baş döndüren bir hızı var filmin. espiri bombardımanı

invictus  çok klişe ama gerçek morgan freeman için izlenir

the princess and the frog  bildiğin çizgi film ama içinde new orleans ve blues var

the messenger  bu filme de amerikan propagandası diyen vardır eminim. beklediğimden daha etkileyeci.

the young victoria  romantik film. hep duyduğumuz katı kraliçe viktoria'nın niye öyle olduğunu da anlatıyor. emily blunt duru güzelliğiyle victoria rolüne yakışmış

food inc.  bildiğimiz yiyecek belgesellerinden farklı olarak gıda endüstrisini anlatıyor. biz bu kadar endüstrileşmediğimiz için çok da bizim sorunlarımız değil ama izlenmeli

the crazy heart  klişenin film olmuş hali. jeff bridges filmi resmen sürüklemiş. içinde yoğunca country müzik de var


**
das weisse band  valla izlerken sıkıldım çok uykum geldi. bu filmden işte nazilerin nasıl yetişdiğini anlatıyor anlamını çıkaranlara madalya takıcam. çok değişik planlar var, değişik açılardan çekimler var.

la teta asustada  izlediğim en garip filmlerden biri. böyle acıklı bir hava ama sürekli düğün var. bi garip. ayrıca patatese bakış açım değişti.

Hiç yorum yok: