22 Ekim 2009 Perşembe

amerika macerası #1

liseden bayadır görüşmediğim bi arkadaşım work and travel a katılmayı düşünür müsün diye sordu. 10 kişi toplarsa indirim falan ayağına. ben dedim gitmem ben. işte work and travel şöyle de böyle de modern kölelik de amerikan ekonomisine katkı da falan filan. sonra nolduysa oldu bi arkadaşıma söyledim işte. aslında gitsek iyi olurdu derken kendimi pasaport başvurusunda buldum.

oraya gidince ne iş yapacağımız belli değildi. eğlence parkında veya fast foodcularda çalışırız diye düşünmüştük. istediğimiz işler listesine de bunları yazdık. saatlik ücreti 7.5 dolardı bu işlerin. packer ve mover işleri vardı onlarda 9.5 dolar. ooo dedik parası iyi onlar olmasa bu işleri de yazalım. ama mover/packer diye tek iş olarak geçiyomuş. biz gidince packerlığı seçeriz zaten deyip son sıradan da bu işi yazdık. ee tahmin edebileceğiniz gibi packer/mover işi düştü bize. geç başvurduk diye öteki işler dolmuş. olsun dedik iyi para var :)

bu sefer nereye gidiceğimiz konusu problem oldu. önce denver'a gidiyoz sandık. araştırdık fena değilmiş. sonradan wat şirketi orası olmayacak başka yere gideceksiniz dedi. ordaki moving company batmış :) bir iki hafta sonra new york'ta bulduk iş dedi şirket. biz çok sevindik tabii. gidelecek en iyi yerdi. sonra yine bi problem çıkmış. ordaki problem neydi onu da öğrenemedik. boş yere sevindiğimizle kaldık. en son ola ola st louis oldu. değiştirmek için uğraştık ama olmadı. çünkü bi araştırdık işte yok 2007de amerikanın en çok suç işlenen şehriymiş. yok amerikanın en tehlikeli yerlerinden biriymiş. yok zenci doluymuş. yok turistik bi yeri yokmuş. yok efendim dünyanın en ruhsuz kentiymiş. amerikanın orda doğusunda ve her yere uzakmış. olumsuz yorum bitmiyo şehirle ilgili...

uçak biletini bi tur şirketi sayesinde baya ucuza temin ettik. ondan olacak üç aktarmayla gidecektik. ilk uçuşumuz sabah 5'teydi o yüzden uyumadık o gece. önce alitalia airlines ile roma'ya uçtuk. bu şirketin uçağı küçük koltuklar arası mesafesi çok kısaydı. bi de dandik dandik şeyler ikram ettiler. sabah yedide romadaydık. iki saat sonra new york uçağına bindik. onun şirketi northwest airlinesdı bindiğim en büyük uçaktı. ayrıca sanırım bizi business classa oturttular çünkü çok öndeydik koltuklar baya konforluydu ve her koltukta ekran vardı. ikramlar da çok iyiydi. film izleye izleye new york'a vardık. ordan st louis'e uçuşumuz 7 saat sonraydı. dışarı çıkıp gezme planımız vardı ama hava sağanak yağmurluydu. hem uykusuzduk hem yorgun. terminalde uyuyanlar vardı biz de uyuduk. uçağımız da rötar yaptı üstüne 2 saat falan. neyse işte gece 12'de st louise vardık.

o liseden tanıdığım arkadaşım, gargamel diyelim ona bundan sonra, bizden (biz dediğim de ben ve okuldan arkadaşım, ona da legocu dicem) önce gitmişti. karşıladı bizi işte. havaalanından bi çıktık, saat 12 olmasına rağmen bir sıcak bir sıcak anlatamam nefes alınmıyo. taksiye bindik, otele gittik. ilk dikkatimi çeken şey yollar baya geniş ve her yer aydınlık ışıklardan. odamıza bi girdik içerisi acaip serin. klima 72 fahrenayta ayarlanmış. dışarısı otopark dolu ve çok aydınlık. televizyonu açtık, bildik kanallar, nbc abc fox, talk show ya da film var. bir saat sonra falan nasıl bir sabaha uyanacağımızı bilmeden, içimizde tarifsiz bir heyecanla uyuduk...
to be continued...

Hiç yorum yok: